Meal Hatmi?
Güncelleme tarihi: 26 Nis 2020

Kıymetli Ramazan ayının da gelmesiyle beraber hepimiz kendimize Kur’an’la daha fazla hem hal olacağımız bir yol bulma arayışına girmiş bulunmaktayız. Bu amaçla da ilk aklımıza gelen ve yapmaya niyetlendiğimiz şey mukabeleler ile birlikte Kur’an’ın mealini hatmetmek oluyor. Etrafımda da özellikle İslamı ve dinini öğrenmeye gayret eden pek çok kardeşimin yanlış yönlendirmelerin peşinden giderek sadece Kur’an’ın Mealini okumaya başladıklarını görmekteyim.
Öncelikle şunu belirtmek gereklidir ki meal demek asla Kur’an demek veya Allah’ın kastetmiş olduğu şey demek değildir. Çünkü meal bir çeviridir bir tercümedir. Her çevirenin takip ettiği yöntem birbirinden farklıdır. Arapça’da tek bir kelimeye ait sayfalarca anlam bulabilirsiniz fakat meal yani çeviri yapan kişi bu sayfalar dolu manalardan yalnızca birini alarak çeviri yapabilir. Bu sebeple de zaten günümüzde de görmekteyiz ki pek çok mealdeki hatalı çeviriden ve anlam daraltılmasından dolayı İslama büyük iftiralar atılmış ve bunlar büyük tartışmalara sebep olmuştur. Mealin anlam daraltmasının yanı sıra Kur’an’ı sadece mealinden okuyan bir kişi sürekli Kur’an’ın o konudan bu konuyu atladığını düşünecek ve ayetler arasındaki bağlantıyı kuramayacaktır.
Mealin yani çevirinin anlam bozukluğuna sebep olabileceği ihtimaline dair bir örnek verecek olursak en önemli örnek aslında “insan” kelimesinin tercümesidir denilebilir. Çünkü insan kelimesi Kur’an’da bazen sadece “tüm insanlığı”, bazen sadece “Hz. Adem’i” bazen sadece “mümin olan insanları” bazen de sadece “kafir olan insanları” ifade eder. Kelimenin geçtiği tüm ayetlere ayetin devamında bahsedilen konuya dair mana verilmeden sadece “insan” manası verildiğinde pek çok çelişkiler doğmaktadır. Mesela “insan topraktan yaratıldı” demek esasen yanlıştır çünkü ilk insan olan Hz. Adem topraktan yaratılmıştır. Onun neslinden gelen bizler ise “meni”den meydana gelmekteyizdir. Bu ve bunun gibi çoğaltılabilecek pek çok örnek vardır.
Ayrıca İslam’ın tek kaynağı Kur’an’ı Kerim değildir özellikle “hayatı gereğiyle yaşamamız” için bize gönderilen Kuran’ı Kerim’i, onu hakkıyla yaşayan Peygamberimizin (s.a.v.) yorumları, uygulayış tarzı olmadan anlamamız mümkün değildir. Rasulullah (s.a.v.) bize Kur’an’ın hem kendisini bildirmekle hem de içerisindekilerin nasıl anlaşılması gerektiğini açıklamakla görevlendirilmiştir. Eğer yalnızca “Kur’an bana yeter” diyerek, Kur’an’ın içindekileri anlayıp uygulayabilmek mümkün olsaydı o halde Allah’ın bizlere peygamber göndermesinin bir amacı kalır mıydı? Allah, Ali İmran suresi 31. ayette buyuruyor: “De ki Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah’da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” Bu ayette de görüyoruz ki, Allah bizi hadise, sünnete yönlendiriyor. O’na ulaşmamızın ve bağışlanmamız için Rasulullah’ın (s.a.v.) yolundan gitmemizi bizlere öğütlüyor. Allah’a itaatle O’nun peygamberine uyma ve getirdiklerine sahip çıkıp, onlara teslim olma arasında sıkı bir bağ vardır. Çünkü mesela sadece Kur’an’a bakarak İslam’ı anlamaya çalışan biri mealin tamamını okuduğunda görecektir ki Kur’an’da sadece 3 vakit namazdan bahsedilmektedir. İslam’ın en temel ibadeti olan namazın bütün ayrıntılarını bize öğreten peygamberimizdir. Namazın 5 vakit oluşunu bile biz Rasulullah’tan öğrenmekteyiz.
O sebeple bizim en temelde birbirine bağlı, kopmaz, ayrılmaz olan 2 büyük kaynağımız vardır ki bu da Kuran ve Sünnet/Hadistir. Hadisler olmadan hadis ilmi olmadan Rasulullah’ın yorumlarını ve uygulayışını görmeden Kur’anı hakkıyla anlamak mümkün değildir ve ne yazık ki mealler bize İslam’ın bu en temel diğer kaynağı olan hadisler ve sünnet hakkında bilgi verememektedir.
Nasıl ki yaşanan bir olayı size, olayı gören kişi anlattığında eksik yönler kalabiliyorsa ya da yanlış yorumlamalar dahil edebiliyorsa meal de böyledir. O sebepten meali okudum diyen birinin Kur’anı anladım demesinin imkanı yoktur.
Bu sebepten dolayı eğer Kur’an’a dair bir etüt ve bir çalışma yapmak istiyorsanız, faydalanmanız gereken kaynaklar belirli usuller takip edilerek yapılmış “güvenilir” tefsir kaynaklarıdır.
Çünkü meal dediğimiz şey: tercüme, tefsir dediğimiz şey: açıklamadır. Tefsir, kelimelerin anlam derinliğini anlayabilmeyi, ayetler arasındaki bağlantıyı görebilmeyi, ayetlerin öncesi ve sonrasının ayetin anlamına kattığı değişikliği fark edebilmeyi, Rasulullah’ın ayetleri yorumlama ve yaşama biçimini öğrenebilmeyi sağlar. Yani en temel 2 kaynağın birleştiği noktadır.
Bütün bu yazılanlara göre sizleri sadece bu sorunla baş başa bırakmayarak yapabileceğiniz bir çalışma stili ve kaynak önerisinde de bulunmak isterim. Diyanet İşlerinin; Kur’an Yolu Tefsiri ve Sabuni’nin / Safvetüttefasiri başlangıç aşamasında olanlar için gerçekten çok güzel kolay ve anlaşılır bir anlatıma sahiptir. Biraz daha altyapıya sahip olanlarımız için Elmalılı Hamdi Yazır’ın Tefsiri önerilebilir. Tamamıyla hadis rivayetlerinden oluşan yoruma çok az dayalı İbn Kesir tefsiri de belli bir seviye sonrası için tavsiye edilebilir fakat bahsi geçen hadislere karşı dikkatli davranılması gereklidir ve bunu ayırabilecek bir ilmi birikime sahip olunmasına ihtiyaç duyar.
Özellikle de Ramazan’ın gelişiyle Kur’an’a yönelmek isteyenler için bir Tefsir Çalışma metodu belirlemiş bulunmaktayız. Bu programı takip ederek belki de meal okuyacak kadar kısa bir sürede değil ama biraz daha emekle ve biraz daha zamanla “Meal odaklı” anlayışın tehlikelerinden muhafaza edebiliriz kendimizi.
Şunu da belirtmekte fayda vardır ki, İslam hepimizin anlayabileceği, öğrenebileceği ve uygulayabileceği bir dindir, ”Allah kimseye taşıyabileceğinden fazlasını yüklemez” (Bakara 286) Kolaylıklar dinidir, “Allah sizin için kolaylık istiyor” (Bakara, 186). Bunun yanında tüm ilimler bir bütündür. Hiç bir zaman sadece tefsir okumak bana yeter, sadece siyer dinlemek bana yeter, sadece hadis bilmek bana yeter diye bir anlayış söz konusu olamaz.
Pekii Kur'an-ı Kerim'e nasıl çalışmalıyız?
1. Kendinize bir adet Kur’an’ı Kerim edinin. Tercihen altında kırık meal olan bir Kur’an olabilir.
2. Yapışkanlı not kağıtlarınız (büyük) ve defteriniz olsun.
3. Okumak istediğiniz tefsiri seçin ve önünüze alın.
4. Sure hakkında giriş bilgilerini okuyun.
5. Eğer Arapça biliyorsanız tefsirini yapacağınız ayetleri bir kez Arapçasından okuyun. (Zaten belirtilen tefsirler bu sıralamaya göre hazırlanmışlardır.)
6. Daha sonra tefsirinizin bölümlendirmesine göre ayarlanan ayet öbeğinin mealini okuyun.
7.Belirtilen ayet öbeklerine dair yazılan tefsiri okumaya başlayın.
8. Her okuduğunuz ayet için yapışkanlı not kağıdınıza o ayetin tefsirinden anladığınız şeyi kısa bir özet olarak yazın.
9. Okuduğunuz her ayetten 1 kelime seçin ve Arapçasıyla beraber manasını ezberleyin. Mesela “Amenü=İman edenler” demek gibi.
10. Son olarak elinizde edindiğiniz Kuran’ı Kerim’de tefsirini yaptığınız ayetlerin olduğu sayfayı bulun ve notunuzu yapıştırın.
Bu çalışmanın sonucunda elinizdeki Kur’an’ı Kerim’de her sayfanın özeti olan bir Tefsir Dökümanı elde etmiş olacaksınız.